Tarihten gunumuze Adana isimleri :Antiokheia ad Pyramos Adaneion Antiokheia ad Sarum
Cukurova tarihinin ilk devirlerinden bu yana insanlarin yerlestikleri bir bolge olan Adana ya ilk islami akin 638 yilinda kumandan Halid bin velid tarafindan yapildi.
Ardindan Ebu ubeyd ve muaviye (648) onu izledi.
704 yilinda da il islam devletine katildi..
Ancak Emevi Abbasi cekismesinden dogu roma bizans yararlandi.
Adana ve cevresi kisa bir sure bizans in eline gecti.
Halife mansur zamaninda yeniden islam topluluguna gecti.
Adana’nin Tarihcesi
Adana Ilinin tarihi ilk caglara (M.O. 3000) yillarina kadar uzanmaktadir. Adana’nin Seyhan Nehri kiyisina bir konak yeri olarak kuruldugu tahmin edilmektedir.
Adana’ya ait en eski yazili kayitlara ilk defa, Anadolu’nun en koklu medeniyetlerinden olan Hititlerin Kava Kitabelerinde rastlanmaktadir. Bu kabilelerdeki bir yazitta Adana ve cevresinden Uru Adania (Adana Beldesi) olarak bahsedilmektedir.
Yoreye M.O. yasayan kavimlere Danuna ismi verildigi kayitlarda mevcuttur. Bir efsaneye gore gok tanrisi Uranus’un Adanus ve Sarus adinda iki oglu Adana civarina savasarak gelmisler, Adanus adini kendi kurduklari sehre vermistir. Seyhan Nehri de Sarus adini almistir. Hitit etkisinde kalan Fenikeliler, tarim ve bitki tanrilarinin ismi olan Adonis’i bereketli topraklarindan dolayi Adana’ya isim olarak vermistir. M.S. 7. y.y.’dan itibaren Islam ordularinin bolgeye gelisi ile birlikte Arap tarihcileri Adana isminin eski peygamberlerden Yasef’in torunu Ezene’den geldigi fikrini ortaya atmislardir. Turkler Toroslari asip guneye indiklerinde buraya Cukurova adini vermislerdir. Cukurova’nin tarihteki adi Kilikya’dir. Kilikya adini kirec yataklarindan almistir. Sumerlerden kalma Gilgamis Destanindan itibaren sayisiz kaynaklarda sayisiz olaylarla aciklanmaya calisan yore adi cok renkli bir gelisim takip etmistir. Adana icin kullanilan isimlerin karisIkliklara sebep olmasi nedeniyle 1878 yilinda Osmanlilar Doneminde yayinlanan bir fermanla yore adinin Adana olarak yazilmasina karar verilmistir. Adana tarihinde ilk caglara ait bilgiler azdir. Arkeolojik kazilarda elde edilen bilgilere gore yorede en az on degisIk medeniyet ve yine en az on sekiz devlet, beylik, krallik gibi cesitli siyasi kuruluslarin hukum surdugu belgelenmistir. Bunun sebebi bolgenin konumu ve tabi zenginliklere sahip olmasidir. Milattan Once Adana Bolgesini Egemenlikleri Altinda Bulunduranlar: Luvi Kralligi (M.O.1900), Arzava Kralligi (M.O.1500), Hitit Kralligi (M.O.1900-1200), Kue Kralligi (1190-713), Asur Kralligi (M.O.713-663), Kilikya Kralligi (M.O.663-612), Pers Satrapligi (M.O.612-333), Helenistik Donem(M.O.333-323), Selokidler (M.O.312-133), Korsanlar Donemi (M.O.178-112), Romalilar Donemi (M.O.112-M.S.395). M.O. 1.Y.Y’da Pampe tarafindan Roma Imparatorluguna baglanmistir. Roma Imparatorlugu M.S.395’de ikiye ayrilinca Cukurova, Dogu Roma’nin(Bizans) payina dusmustur. M.S.638 yilinda Emeviler zamaninda Cukurova fethedilmis, Abbasiler Doneminde buraya yerlesilmistir. M.S.1083 yilinda Cukurova Anadolu Selcuklu Devleti’ne katilmistir. Hacli Seferleri sirasinda Ermenilerin eline gecen Cukurova bir sure sonra yeniden Konya Selcuklulari tarafindan alinmistir. YENI ADANA ESKI ADANA 1840 yilindan sonra merkezi idaredeki bozukluklar ve agir vergiler yuzunden asiretler merkezi idareye karsi isyanlar cikarmistir. Bu durum 1865 yilina kadar surmustur. Sonucta asiret reisleri beylik unvaniyla baska yerlere yollanmis, gocebe durumlari guruplari zorla yerlesIk hayata gecirilmistir. 1867 yilinda idari teskilat kurularak Adana Ili haline getirilmistir. XIX. yy’daki gergin ve huzursuz siyasi ortam Adana’yi da etkilemistir. XX. yy’da Osmanli Devletinde buyuk degisIklikler baslamistir. 1908 yilinda girmis, Ermeni, Hincak ve Tasnak komitelerinin gayreti ile Adana’da buyuk bir baskin ve kacis yasanmistir. Ermeni isyani ile Avrupa Devletlerinin ise karismalari ile zemin hazirlanmistir. Tum bu olaylar surerken I.Dunya savasina (1914-1918) girilmis ve 30 Ekim 1918’de Mondros Ateskes Antlasmasi imzalanmistir. Antlasmaya takiben 24 Aralik 1918’de Adana Fransiz isgaline ermeni terorune sahne olmustur. Fransizlardan destek alan Ermeniler, Turk halkina buyuk eziyetler yapmistir. Adana halkinin bir bolumu silahlanip daglara cekilmis, bir bolumu de sehir icinde cete harbine baslamistir. Mustafa Kemal 1919’da Samsun’a cikip Sivas Kongresinde (4- 11 Eylul 1919) alinan kararlar uyarinca birlik cagrisi yapmistir. Cukurovali mahalli kuvvetler Mustafa Kemal’in cagrisina uyarak Milli Kurtulus Cephesine katilmis, Pozanti’da kurulan Milli Cephede onemli basarilar kazanmistir. Fransizlar isgal ettikleri yerlerde fazla tutunamamistir. 7 Mart 1920 de Kadirli, 31 Mart 1920’de Karaisali, 2 Haziran 1920’de Kozan, 18 Ekim 1920’de Saimbeyli isgalden kurtarilmistir. Guney cephesinde kazanilan basarilar sonucu Fransizlarla Ankara’da (20 Ekim 1921) anlasma imzalanmistir. Bu Turklerin ilk siyasi basarisidir. Dusmanlar 4 Ocak 1922’de Adana’yi bosaltmistir. 5 Ocak 1922 sabahi Ili Camii ile Buyuk Saat Kulesi arasina Turk Bayragi cekilmis ve bu tarih kurtulus gunu olarak kutlanmistir. Adana 1867 yilinda Il haline getirilmistir. 1871 yilinda Adana Belediyesi kurulmustur. Sinirlari bugunku Tepebag Mahallesini icine alan dar bir alani kapsamaktadir. Adana Belediyesi 5 Haziran 1986 tarihinde cikarilan 3306 sayili yasa ile Buyuksehir Belediyesi statusune girmistir. Seyhan ve Yuregir adlariyla iki ayri ilce kurulmustur (http://www.birseyogren.com/hakkinda/adana-tarihi/). Adana’nin Kulturel Ozellikleri Verimli topraklar ve cografi konumu nedeni ile tarih oncesi caglardan baslayarak degisIk uluslarin akinina ugramis bolgede Cukurova kulturunu bu uygarliklardan parca parca biriktirilmis taslarla olusturulmus bir yapi olarak tanimlamak mumkundur. Bir kultur sentezini olusturan etkenler icinde Hitit kulturu agirlikli bir yer tutmakla birlikte, diger uluslarin verdigi katkilarla da tarih boyunca zenginlesmistir. Burada hukum surmus 10 uygarligin etkileri Adana’nin kultur yasaminda hala gorulmekte ve hissedilmektedir. Adana ve Cukurova kulturunu onemli sekilde etkileyen gruplar ozellikle gocebe, Turkmen ve Yoruk asiretleridir. 7-11. yy. arasi Bizanslilar, Araplar ve aradaki kucuk bir cok siyasi topluluklarin kultur etkileri altinda gelisen Anadolu, 11. yy.’dan itibaren tamamen Selcuklu kulturu etkisi altina girmistir. Selcuklularin ve onlari takiben beylik devrinin etkileri Cukurova’da cok belirgindir. Beylik devrine damgasini vuran Ramazanoglu Beyligi’nin zengin kultur varliklari bugun hala gorulmektedir. Beylikler sonrasi Osmanli Devrinden kalma yazili kaynaklar zamanin gelisimine isIk tutmaktadir. (Seri/mahkeme Sicilleri veya Ziya Pasa devri kayitlari) Ovadan cok Toroslar’da yerlesen Turk (Yoruk, Turkmen) asiretleri uzun yuzyillar dis etkenlere kapali kalmis ve en az 10-15 asirlik Turk-Musluman kulturunu pek fazla degismeden muhafaza etmeyi basarmislardir. Adana’nin daha ovalik kesimlere yerlesmesi 19. yuzyila rastlamaktadir (Osmanli devrine, Cevdet ve Dervis Pasalar donemine ) Ovaya yerlesme ile kulturde degismeler baslamistir. 20. yuzyilin ortasindan itibaren de ovaya sanayilesmenin gelisi yore kultur ve yasaminda buyuk degisIklikler yaratmistir. Ozellikle 19.ve 20. yuzyillarda Adana ovasinda yerlesimin artmasiyla tarimda ve sanayilesmede buyuk atilimlarin olmasi, yorenin kulturunde buyuk degisIklikler yaratmistir. Ayrica yorede yayla, deniz ve ova kulturunun de karisimi ile yeni bir kent kulturu olusmustur. Cesitli Kulturlerin Yorede Biraktigi Izler Ilde cesitli uygarliklara ait toplam 65 adet buyuk boyutlu sit alani bulunmaktadir. Bu sit alanlari icinde Kozan merkez ve Seyhan ilce merkezi gibi kentsel sitler, Misis, Magarsus, Anavarza gibi arkeolojik sitler, Agyatan, Akyatan, Yumurtalik Lagunu gibi dogal sitler, ayrica anitsal nitelikli kultur varliklari da bulunmaktadir. Bunlar Misis ve Adana Taskoprusu, Ulucami, Arasta, han-hamam gibi dini, askeri ve resmi yapilardir. Ildeki Kultur Kuruluslari Adana Arkeoloji Muzesi Baslangicta, Polis Dairesi’nde hizmet veren muze, 1928’de Taskopru basindaki gunumuzde yikilmis durumda olan Caferpasa Camii Medresesi’ne, daha sonra Kurukopru’deki Rum Kilisesi’ne tasindi. 1935’te bir Etnografya salonu eklendi. 1950 yilinda gunumuzdeki Etnografya Binasi’na tasindi. 1960’ta bu bina istimlak edildi. 1966’da Kultur Parki’nda yeni bir muze binasi yapimina baslandi. 1972’de ise gunumuzdeki binasina hizmet vermeye basladi. Alyanakzade Halil Kamil Bey ve Ali Riza Yalman muzenin gelisimine buyuk katkida bulunmus muze mudurleridir. Eserler: Adana Arkeoloji Muzesi’nde, Tarsus-Gozlukule, Mersin-Yumuktepe, Milis, Karatepe, Soguksutepe vb. hoyuk ve iskan yerlerinde yapilan arkeolojik kazilarda cikan eserler ile Adana ve cevresinden derlenen eserler bulunuyor. Bunlar prehistorik (tarih oncesi), Hitit, Asur, Fenike, Frig, Helenistik, Roma ve Bizans devirlerine ait heykel, kitabe, lahit, stel, mimari parcalar gibi tas eserler, pismis topraktan yapilmis canak, comlek, cesitli kaplar, silindirik ve magma muhurleri, madeni paralar ve diger arkeolojik buluntulardir. Muzede ayrica Selcuklu ve Osmanli devirlerine ait islami eserler ile giyim kusama, halk sanatlarina ve elislerine, yoruk cadirlarina ve yoruklerce kullanilan esyaya ait derlenmis etnografya malzemesi de yer alir. Muzenin en degerli eserleri lahitlerdir. Bunlar arasinda 3843 envanter sayili lahit, 1958’de Tarsus’ta bulundu ve Adana Arkeoloji Muzesi’ne tasindi. Lahitin uzun yuzlerinden birinde Truva kahramanlarindan Hektor’un olusunun fidye karsiliginda kurtarilisi, sagda Kral Priamos’un Akhilleus’e yalvarisini, solda kralin arabasindan inisini, arkada dragonlari tasvir eden kabartmalar gorulmektedir. Etnografya Muzesi Adana Etnografya Muzesi Eski Muze adiyla anilan muzede, Cukurova koylerine ve Toroslar da yasayan Yoruklere ait oldukca zengin esyalar bulunmaktadir. Il merkezinde, Kurukopru mevkiindeki 1845 yilinda yapilmis ve terkedilmis kilise binasi 1924 yilindan sonra muze olarak duzenlenmistir. 1972 yilinda eserlerin yeni muze binasina tasinmasinin ardindan kilise restore edilmis, 1983 yilinda ise Etnografya Muzesi’ne donusturulmustur.
